Sevgi Bahçesi

Sevgi Bahçesine Hoşgeldiniz Sayın Misafirimiz,Siteye giriş yaptığınız için teşekkürler.Eğer Üye olursanız ,Forum dan daha fazla yararlanabilirsiniz.Ayrıca forumun gelişmesine katkıda bulunmuş olursunuz.

Join the forum, it's quick and easy

Sevgi Bahçesi

Sevgi Bahçesine Hoşgeldiniz Sayın Misafirimiz,Siteye giriş yaptığınız için teşekkürler.Eğer Üye olursanız ,Forum dan daha fazla yararlanabilirsiniz.Ayrıca forumun gelişmesine katkıda bulunmuş olursunuz.

Sevgi Bahçesi

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Yüreğine Sevgi Yağmurlarından Bir Damla Düşenlerin Forumu


    Öp Beni O Zaman...

    avatar
    Misafir
    Misafir


    Öp Beni O Zaman...  Empty Öp Beni O Zaman...

    Mesaj  Misafir Paz 10 Ekim - 21:41:08

    Sana üşüdüğümü söylüyorum. Çocukmuşum da sanki çamura çıplak ayaklarımla
    basmışım soğuk bir kış gününde. Annem mi geliyor sen mi geliyorsun koşarak
    biraz da kızgın? Annem mi sen mi?
    Üşümüşüm diyorum... Ben üşümem
    biliyorsun. Oysa üşümüşüm. Buz tutmuş ellerim. Bak parmaklarımın ucuna.
    Saçaklardan sarkan ve dikkat edilmesi gereken buz sarkıtları gibiler.
    Üşümüşüm diyorum.
    Isıtacak mısın?

    Öp Beni O Zaman...  1-8
    Sana estiğimi söylüyorum. Ucuz bir şarabın berbat tadı ile yaptığı iş
    arasındaki uçuruma düşüyorum eserken. Beni basınç farkları getiriyor sana.
    Eserken belki eski diye belki de es es es ki ki ki diye bağıran kekeme bir
    rüzgar oluyorum. Tadını değiştiriyorum dokunduğum yaprağın, sürtündüğüm
    toprağın, arasından geçtiğim saçların. Dağlar üzerinden gelen kaynağı
    belirsiz bir esintiyim.
    Eseyim mi?

    Öp Beni O Zaman...  2-8
    Sana geldiğimi söylüyorum. Ayaklarımı nerde bıraktım bilmiyorum. Bir telefon numarası gibi ezberliyorum kilometreleri. Aramızda üç tane iki... İki yüz
    yirmi iki. Ayaklarımı düşürdüğüm yerde her zaman senin kokun.
    Telefon direkleri eşlik ediyor bana, bulutlar benimle geliyor, çizgi halinde bir
    toprak benimle geliyor, sincapların endişesi benimle... Çok konuşan bir
    yolcunun sustuğu yerin yanındayım. Yalnız sana geldiğimi söylüyorum.
    Geleyim mi?

    Öp Beni O Zaman...  3-8
    Sana sustuğumu söylüyorum. Susmak derinlere inmek değil midir? İçerden konuşmak? Ancak içerden yanıtı olmak? Susmak dibe sarkıtılmış bir ağ değil
    midir? Ateşi saran oksijen?
    Sana sustuğumu söylüyorum... Dut yemekle süt
    dökmek arasında bir yerde olduğumu... Kedi ya da bülbülden birini yeğlemek
    değil midir susmak? Yalnızlığında kendini avlamak değil midir dudaklarını
    kapamak?
    Kapayım mı dudaklarımı?

    Öp Beni O Zaman...  4-7
    Sana gördüğümü söylüyorum. Olanlarla olabilecekler arasında,
    görülebileceklerle görülenler arasında düğüm atıyorum. Gördüklerim
    parantezler içinde geziniyor. Görmediklerimi ise sen evlatlık alıyorsun
    belki isteyerek belki istemeyerek.
    Ellerini gördüğümü söylüyorum. Uyanmışlar
    beden eğitimi yapıyorlar bedenimde. Gözlerin bir şiirin ilk karalaması gibi
    açılmıyor mu? Seni gördüğümü söylüyorum. Ama gözüm kapalı göreceğim. Kapat
    gözlerimi...
    Göreyim mi?

    Öp Beni O Zaman...  5-4
    Sana sevdiğimi söylemiyorum. “Bana sevdiğini söyleme, beni sev” diyor şair.
    Aşk bana inan(a)mıyor... Ben aşkı yalnız tanımlıyorum.
    “Üşüdüysen es,
    Geldiysen sus, Gördüysen sev” diyor rüyama nerden girdiği belli olmayan ak
    sakallı bir ihtiyar.
    Derin anlamlar arıyorum söylediklerinde sevgiye dair.
    Belki de üşüyorum, belki esiyorum, belki geliyorum, belki susuyorum ve belki
    görüyorum seveyim mi seni der gibi.
    Seveyim mi seni?

    Öp Beni O Zaman...  6-4

      Forum Saati Perş. 2 Mayıs - 11:07:55