Saat gece dokuz,
Hadi çık dışarı sevgilim.
Başını çevir gökyüzüne,
Anlat aşkını içindekileri,
Anlat sevgilim…
Ben anlatmaya başladım,
Eski günlerdeki gibi,
Seni sevdiğimi yalnız seni sevdiğimi,
Haykırıyorum yıldızlara karanlık gökyüzüne…
Şimdi sıra sende sevgilim sende söyle.
Hissediyorum duyuyorum.
Sende başladın anlatmaya,
Çok özlemişsin beni…
Gül kokumu ipek saçlarımı,
Dinliyorum sevgilim dinliyorum seni…
Ben artık konuşamıyorum.
Sadece seni dinliyorum.
Sevdiğim çok özledim seni,
Bu özlem artık öldürüyor beni.
Nefesimi kesiyor,
Yaşatmıyor öldürüyor beni…
Sevgilim gözyaşlarıma, sessiz hıçkırıklarıma engel olamıyorum.
Çok özlemişim seni yıldızlarda hüzünlendi halimize.
Gökyüzü başladı ağlamaya,
O bile dayanamadı sana olan hasretime,
Yıldızlar tek tek kaçtı, ay ışığını kaybetti.
Dediler bana giderken sevgilin nerede, sen neredesin?
Dedim aynı gökyüzünün altındayız,
Ama o meçhul, bilinmez diyarlarda.
Bense onsuz gökyüzünün altında garip bir diyardayım.
Sabahı sabah ettik hep beraber.
Beni onlar teselli etti, ağlama kavuşmak yakındır dedi.
Ama benim gözyaşlarım hiç dinmedi,
Sen anlattın ben dinledim…
Sustum sustum sana sevdiğim.
Benim sana anlatacak çok büyük özlemim vardı,
Konuşamadım…
Gözyaşlarım ile sessiz hıçkırıklarım vardı,
Sen anlattın onlar sana eşlik etti sadece.
Çok özledim seni özlemin artık öldürüyor beni sevgilim…
EYLÜL BASAK